Notlar

==> Almancada bir fikri kabul etme veya onaylama konusunda tereddüt veya temkin içerirken, karşı tarafın söylediğine kibarca katıldığınızı belirtmek için asagidaki ifadeler kullanılabilir. Özellikle resmi veya tarafsız bir üslupla, onay vermek için uygun alternatiflerdir.

  • “Das mag stimmen.” “Bu doğru olabilir.”
  • “Das könnte sein.” “Bu olabilir.”
  • “Da ist was dran.” “Bu konuda bir doğruluk payı var.”
  • “Das klingt vernünftig.” “Bu mantıklı geliyor.”
  • “Das scheint zu stimmen.” “Bu doğru gibi görünüyor.”
  • “Das ist nicht ganz falsch.” “Bu tamamen yanlış değil.”
  • “Das könnte durchaus zutreffen.” “Bu gayet doğru olabilir.”
  • “Es ist gut möglich, dass das stimmt.” “Bu doğru olabilir.”
  • “Ich denke, das ist nachvollziehbar.” “Bence bu anlaşılır.”

==> Almanca’da dedikodu veya söylentileri ifade etmek için “sollen” modal fiili oldukça sık kullanılır. Bu fiil, duyulan veya henüz doğrulanmamış bilgilere atıfta bulunurken kullanılır ve cümleye “söyleniyor ki” veya “duyduğuma göre” anlamı katar. Genellikle medya veya dedikodular üzerinden başkalarının iddialarını yansıtmak için kullanılır.

Gegenwart (Şimdiki Zaman)

  • “Der Schauspieler soll eine neue Freundin haben.” ==> “Aktörün yeni bir kız arkadaşı olduğu söyleniyor.”
  • “Die Sängerin soll schwanger sein.” ==> “Şarkıcının hamile olduğu söyleniyor.”

Vergangenheit (Geçmiş Zaman)

  • “Der Politiker soll gestern zurückgetreten sein.” ==> “Politikacının dün istifa ettiği söyleniyor.”
  • “Die Firma soll letztes Jahr große Verluste gemacht haben.” ==> “Şirketin geçen yıl büyük zarar ettiği söyleniyor.”

Zukunft (Gelecek Zaman)

  • “Der Musiker soll nächstes Jahr eine neue Tour planen.” ==> “Müzisyenin gelecek yıl yeni bir turne planladığı söyleniyor.”
  • “Die Schauspielerin soll bald einen neuen Film drehen.” ==> “Oyuncunun yakında yeni bir film çekeceği söyleniyor.”

*** “Sollen” modal fiili, söylentilere veya doğrulanmamış bilgilere dayalı ifadeler oluştururken cok kullanılır ve doğru olarak kabul edilmeyen bilgileri nötr bir şekilde aktarmak için idealdir. AMA: “Der Musiker soll nächstes Jahr endlich eine neue Tour planen!” cumlesinde oldugu gibi EK IFADELERLE “Müzisyen gelecek yıl nihayet yeni bir turne planlamalı!” seklinde bir beklenti veya emir ifade edilmiş olur.

“In der Lage sein” Almanca’da “bir şeyi yapabilmek” veya “bir durumda olmak” anlamına gelen bir ifadedir. Genellikle bir yetenek veya kapasiteyi ifade eder.

“Wir sind in der Lage, die Frist einzuhalten.” ==> “Biz, son tarihe uymak için yeterli kapasiteye sahibiz.”

“Fähig sein”: “Yetenekli olmak.”

“Ich bin fähig, das Problem zu lösen.” (Bu sorunu çözme yeteneğine sahibim.)

“In der Position sein”: “Pozisyonda olmak.”

“Wir sind in der Position, Ihnen zu helfen.” (Size yardım etme pozisyonundayiz.)

“Bedauern ausdrücken” ==> “üzüntü ifade etmek” Bir durumdan veya bir olaydan dolayı duyulan üzüntüyü, pişmanlığı veya hayal kırıklığını dile getirmek için kullanılır.

“Ich bedauere, dass du deinen Job verloren hast.” ==> “İşini kaybettiğin için üzgünüm.”

“Wir bedauern die Unannehmlichkeiten, die Ihnen entstanden sind.” ==> “Sizi rahatsız eden durumdan dolayı üzgünüz.”

“Ich bedauere die Verspätung und danke Ihnen für Ihr Verständnis.” ==> “Gecikme için üzgünüm ve anlayışınız için teşekkür ederim.”

“Es tut mir leid.” ==> “Üzgünüm.”

“Ich bedauere sehr.” ==> “Çok üzgünüm.”

“Ich habe Mitleid mit dir.” ==> “Seninle empati yapıyorum/üzgünüm.”

“Es tut mir leid, dass ich nicht zur Feier kommen kann.” ==> “Kutlamaya gelemeyeceğim için üzgünüm.”

“Wir bedauern, dass Ihr Anliegen nicht sofort bearbeitet werden konnte.” ==> “Talebinizin hemen işlenemediği için üzgünüz.”

“Ich bedauere, dass ich Ihnen nicht helfen konnte.” ==> “Size yardımcı olamadığım için üzgünüm.”